0212 6608098 - 0212 6608099

BEL AĞRILARINDAN NASIL KORUNURUZ?-AR

13/01/39
Bel Ağrılarından Nasıl Korunuruz?-ar

Bel ağrısını önleme ve koruma bir bilgilendirme ve eğitim işidir. Kişilerin bellerini tanımaları, belin hangi hareketle ne kadar zorlanacağını bilmeleri, bel ağrısına yol açan risk faktörlerini, egzersizlerin ağrıda nasıl etkili olduklarını, günlük yaşamda ağrıdan nasıl korunabileceğini öğrenmeleri, uzun vadede ise bel ağrısına rağmen günlük yaşama nasıl devam edilebileceğini ve ağrı ile baş edebilme yeteneklerinin nasıl geliştirileceğini anlamaları gereklidir. Bel ağrısı geçirmiş olanlara bu tür eğitimi veren bel okulları 1970’li yıllarda ilk defa İsveç’te kurulmuştur .

Bel ağrısından korunmada birinci basamak, bel ağrısına yol açabilecek risk faktörlerinin ortadan kaldırılması veya en alt düzeye indirilmesidir.

Bel ağrısında risk faktörleri:

  • Meslekle ilgili olanlar
  • Sportif aktivitelerle ilgili olanlar
  • Kişisel risk faktörleri
  • Psikolojik risk faktörleri olarak dört ana grupta toplanabilir.

Meslekle ilgili risk faktörleri:

  • Ağır fiziksel aktivite ve ağır kaldırma gerektiren meslekler
  • Devamlı öne eğilme, eğilerek dönme veya dönerek öne eğilme gerektiren meslekler
  • Araba, otobüs, kamyon kullanma gibi vücudu devamlı titreşime maruz bırakan meslekler
  • Statik çalışma pozisyonu gerektiren meslekler

Ağır kaldırma, özellikle dizler düz durumda iken ağır kaldırma ciddi bir risk faktörüdür. 15 kg ve daha fazla yüklerin bu pozisyonda günde 25 defa veya daha fazla kaldırılmasının disk hernisi riskini 7 defa artırdığı tespit edilmiştir.

Araba, otobüs, kamyon ve benzeri araç kullananlarda ise kişi omurganın normal frekansı olan 4.5-5 Hz’lik frekanstan daha yükseğine maruz kalmakta ve bu titreşimler omurga sistemini büyüyerek etkilediğinden kas yorgunluğuna, diskin bozulmasına ve fıtıklaşmasına yol açmaktadır.

Uzun süre ayakta durma veya oturma gerektiren mesleklerde ise bel kaslarında artan gerilim veya yorgunluk hem fıtık sıklığını artırmakta hem de halk arasında kulunç denilen kas ağrılarına yol açmaktadır.

Sportif aktivitelerle ilgili risk faktörleri:

Amatörce yapılan sporların bel ağrısında risk faktörü oluşturmadığı tespit edilmiştir. Buna karşın futbol, halter, kürek ve güreş sporlarının profesyonellerinde bel ağrısı sıklığı artmaktadır.

Kişisel risk faktörleri:

  • Yaş
  • Cinsiyet
  • Duruş
  • Kas gücü
  • Fiziksel uyum
  • Sigara içme alışkanlığı

Bu faktörlerden boy uzunluğu, kilo ve vücut yapısı ile bel ağrısı arasında güçlü bir ilişki vardır. Yaşla bel ağrısı arasındaki en güçlü ilişki 40-60 yaş grubundadır ve kadınlarda yaşlanma ile bel ağrısı sıklığı artmaktadır.

Buna karşın disk ameliyatları erkeklerde en fazla 40 yaşlarında ve kadınlardan iki kat daha fazla olarak yapılmaktadır. Duruş bozuklukları arasında yalnız 60 dereceyi geçen ileri skolyozun bel ağrısında risk faktörü olduğu bulunmuştur.

Kronik bel ağrılı hastalarda karın ve bel kaslarında güç kaybı sıklıkla görülmektedir. Bu olay bel ağrısına bağlı olarak gelişir. Buna karşın bel ve sırt kaslarında güç azalması özellikle sanayi kesiminde çalışanlarda bir risk faktörüdür.

Sigara içme ise, risk faktörü olarak yılda elli paketten fazla sigara içme öyküsü olanlarda ve bu kişiler 45 yaşın altında iseler önem kazanmaktadır. Sigaranın etkileri sık öksürme ve disk içi basıncın artışı, sağlıksız yaşam tarzı ve osteoporoza bağlanmıştır. Sigara; diskte beslenmeyi bozarak onu dış etkenlere daha duyarlı hale getirir. Diskte beslenmenin bozulması ise, karbondioksitin kanda daha fazla birikmesine, nikotine bağlı olarak damarların büzüşmesine, kan damarlarında kireçlenmeye ve kan akışkanlığının değişmesine bağlanmaktadır.

Psikolojik risk faktörleri:

İşinden memnun olmama, işini sevmeme veya takdir edilmeme gibi durumlar bel ağrısında risk faktörleri arasında sayılmakta ve araştırmalar bel ağrısı nedeni ile hekime başvurma oranının bu kişilerde işini sevenlere göre iki kat daha fazla olduğunu göstermektedir. Psikolojik stres nedeni ile dikkati toplayamama özellikle sanayide iş kazalarından oluşan bel ağrılarına yol açmaktadır. Hipokondri, depresyon ve anksiyete gibi psikolojik bozuklukların bel ağrısının nedeni değil, sonuçları olduğu kanısına varılmıştır.

Bel ağrılarından korunma yolları

Yukarıda anlatılan tedavi yöntemlerine ek olarak, şu tavsiyeleri de aklınızda bulundurun:

  • 20-30 dakika süreyle düşük dereceye ayarlanmış elektrikli bir ısıtma yastığı kullanın (veya havluya sarılmış bir sıcak su şişesi). Isıtma yastığının çok sıcak olmamasına dikkat edin ve uyuya kalmayın, yanabilirsiniz!
  • Sırtınıza günde 1-4 kez havluya sarılmış bir buz torbasını 20 dakika süreyle uygulayın. Daha uzun süre uygulamayın, soğuk hasarı oluşabilir.
  • Yatarken dizlerinizin altına bir yastık koyun.
  • Başınızın altına yastık koymadan uyuyun.
  • Fazla kilolarınızı verin.
  • Doğru duruşu koruyun. Başınız yukarıda, omuzlarınız düz, göğsünüz ileride olmalı ağırlığınız her iki bacağınıza eşit binmelidir.

Aktivitelerinizi ve egzersizleri artırmada kullanacağınız en önemli ölçüt ağrıdır. Küçük rahatsızlık, tutukluk, hafif ağrı aktiviteleri kısıtlamayı gerektirmez. Ancak şu durumlarda aktivitelerinizi geçici olarak sınırlayın:

  • Belirtiler tekrarlarsa.
  • Hareketle ağrı artıyorsa.
  • Artmış aktiviteyle 24 saat içinde ağrı artıyorsa.

Aşağıdakileri uygulayarak bel ağrısından korunabilirsiniz:

  • Ağır bir cismi hareket ettirmek için kollarınızla itmeyin. Arkanızı dönüp geriye doğru itin, böylece ağırlığı bacaklarınıza vermiş olursunuz.
  • Arkası düz bir sandalyede oturun ve omurganızı sandalyenin sırtlığına düzgün bir şekilde dayayın.
  • Ağır bir cismi kaldıracağınız zaman dizlerinizi ve kalçalarınızı bükün ve belinizi düz tutun.
  • Ağır bir cismi belinizden daha yükseğe kaldırmayın.
  • Taşıdığınız paketleri kolunuzu bükerek vücudunuza yakın tutun.
  • Uzun süre aynı pozisyonda oturmanız gerekiyorsa bir ayağınızı hafif yükseğe dayayın. Bu belinizin düzgün durmasını sağlar.
  • Öne eğileceğiniz zaman dizlerinizi bükün.
  • Araba kullanırken pedallara yakın oturun, emniyet kemerinizi takın ve belinizin arkasına yastık gibi bir destek koyun.
  • Uyurken yan yatın ve dizlerinizi bükün. Dizlerinizin arasına bir yastık da koyabilirsiniz.
  • Sırtüstü yatarken dizlerinizin altına bir yastık koyun.
  • Başınızı yüksekte tutmanızı gerektiren başka bir sağlık probleminiz yoksa uyurken yüzüstü dönmeyi önlemek için yatağınızın ayak kısmını 20 cm yükseltin.

Sırtınızı ve belinizi rahatlatmak için, aşağıdakilerden her birini 5 dakika ya da daha uzun yapın:

  • Sırtüstü yatın, dizlerinizi bükün ve dizlerinizin altına bir yastık koyun.
  • Sırtüstü yatın, boynunuzun altına bir yastık koyun, dizlerinizi 90 derece bükün ve ayaklarınızı bir sandalyeye koyun.

Sırtüstü yatın, dizlerinizi bükün ve bir dizinizi katlayıp göğsünüze getirin ve orada tutun. Bunu diğer dizinizle tekrar edin, sonra her ikisini birlikte göğsünüze getirin. Dizlerinizi göğsünüzde tutarken, dizlerinizin aşırı bükülmesini önlemek için ayağınızdan çok kalçanızı kavrayın.

 

Bel ağrısında eğitim:

Bel ağrısında omurganın yapısı ve görevlerinin bilinmesi eğitimde çok önemlidir. Omurga vücut hareketlerinin eksenini oluşturur ve vücut ağırlığını leğen kemikleri aracılığı ile aşağı tarafa iletir. Omurga hareket birimlerinden (fonksiyonel üniteler) oluşmuştur ve bir hareket birimi üst üste duran iki omur ile bunlar arasındaki eklemler, disk, eklem kapsülleri ile bağlardan oluşmuştur. Hareket birimlerinin ön bölümü yük taşıma ve şokları absorbe etme görevini, arka bölüm ise sinir dokularını koruma ve hareketi yönlendirme görevini üstlenmiştir. Diskler ise iki komşu omur arasına yerleşmiş içi jele benzer bir sıvı ile dolu elastik yapılardır ve omurlar ile harekete izin verirler.

Disklerin iç basıncı omurları birbirinden ayırdığı gibi çevredeki bağların da gergin durumda kalmasını sağlar. Disk doğumda %88 oranında sıvı içerir ve yaşlanma ile bu oran %80’lere iner. Yaşlanma süreci içinde, mekanik darbelere bağlı olarak diskin işlevleri bozulmaya başlar. Bu bozulmalar omur ve omurları tutan faset eklem adı verilen eklemlerde kireçlenmelere yol açar. Omurları birbirine bağlayan bağlar da bozulmaya başlar. Sonunda da bu yapılardaki ağrı sinirleri hassas hale gelir ve bel ağrısı başlar. Görülebileceği gibi her bel ağrısı bel fıtığına bağlı değildir. Bu nedenle her bir yapının tek tek incelenmesi gerekir.

 

المقالات